Ticaret ve siyaset Diyanet’in dışına çıkarılmalıdır. Hemen belirtmeliyim ki, ticaret ve siyasetle kardeşlik ilişkisi kurmuş Diyanetçiler bunu asla istemeyecektir.
İlk Türk Devletinin kuruluşundan bu güne, sadece Türklerden oluşan ve başka kabile, ırk veya kültüre mensup olan toplulukların olmadığı bir devletimiz olmadı.
Teftiş; bir şeyin aslını, doğrusunu gereği gibi sorup araştırma[1] başka bir deyişle aslını ve doğrusunu anlamak için yapılan kontrol manalarına geldiği gibi, hukukta memurların görevlerine ilişkin konularda, kanun tarafından yetkili kılınmış amir veya kurul tarafından denetlenmelerine verilmiş isim olarak da izah edilmektedir.
İçinde yaşadığımız dönemde İslam dünyası içinde yaşanan iç harpler, terör ve karışıklıkları birlikte yaşıyor. Bu karışıklıkların yaşanmadığı coğrafyalarda da bir taraftan “İslamcılık Cereyanı” artıyor.
1207 yılında Belh şehr inde doğan Hz. Mevlana 17 Aralık 1273 yılında Konya ‘da Hakk’a yürüdü.
Tarihimiz, kültürümüz, geçmişimiz ve savunmalarımızla ilgili konuşma ve yazılarda son zamanlarda artarak dikkati çeken bir kelime ve/ya deyimden bahsetmek ve herkesi bu konuda dikkatli olmaya davet etmek istiyorum.
Türk Dünyası, merkezinde Türkiye bulunan ve üzerinde Türk’ün yaşadığı bütün coğrafyalar anlamına gelmektedir. Bu sözden, sadece Türk devlet ve topluluklarının yaşadığı coğrafyaları da anlamamalıyız. Bir tek Türk’ün yaşadığı yer Türk Dünyasına dâhildir.
Üzerinde yaşadığımız dünyanın, dünkü günde yaşadığımız dünya olmadığının bilinci ile baktığımızda, coğrafyamızdaki hareketliliğin (28 Temmuz 1914’te başlayan ve 11 Kasım 1918’de sona eren Avrupa merkezli I. Dünya Savaşı) sonrası dünyasına yakın bir görüntüyü ortaya koyduğunu görüyoruz.
Ülkeye, neresinden bakarsak bakalım, bir bölünme, parçalanma endişesini görmüyor muyuz?
Asıl adı: Numân bin Sabit ’tir . Künyesi: Numân bin Sabit bin El-Numân Zota veya Zevta’ dır.