Değerli Okurlarım; Aşağıda okuyacaklarınız, basımı Bilgeoğuz Yayınevinde yapılan ve Ocak ayında kitapçılarda yerini alan ‘’O GECE’’ isimli yeni romanımdan alınmıştır. Bu kitabım bundan 44 yıl önce savaşta yaşanan gerçek bir olayı anlatmaktadır.
1963’ten beri Kıbrıs’ta çözümü konuşuyoruz. Zaman yarım asrı çoktan geçmiş. Hala Kıbrıs’ta çözüm aranıyor! 2019 yılında da yeni bir çözüm sürecinin peşindeyiz.
Yakın tarihimize damgasını vurmuş nice devlet adamlarının tarihe iz bırakan öylesine büyük başarı öyküleri, öylesine sıra dışı yaşamları vardır ki, asla unutulmazlar.
Kimimiz vatan için öldük, Gül bahçesine girercesine. Vurulduk kimimiz, Alçakçasına, kalleşçesine…
31 Mart 2019’da yapılacak yerel seçimler öncesinde ülkemizin ekonomik dengeleri büyük bir sınav veriyor.
Yazımın başlığı yeni çıkan kitabımın adını taşıyor. ‘’O Gece’’ isimli bu kitabımı roman tarzında kaleme aldım. Kitabımın içeriğinde Kıbrıs’la ilgili istatistiki ve tarihi bilgiler değil, heyecanla okunacağına inandığım savaşta yaşanmış çok çarpıcı bir gerçeğin, savaşın onca acımasızlığına rağmen insanca davranmayı başaranların öyküsü var…
Hep bu gerçeği savundun, böyle seslendin halkına. Hep Kıbrıs dedin. Ama hayat bu! Yaşamak kadar ölüm de gerçek… Ne de çabuk geçiyor zaman!
Bu güne kadar, Amerikan sefiri hala gelir ve bizi asla kabul etmeyeceğiz derse! Bangladeş, KKTC’yi ilan ettiğimizde bizi tanıdığında, gidip de o fakir ülkeye; tanımayı geri çekmezsen size yardım etmeyiz diyen insanlardan medet umuyoruz, Kıbrıs meselesini onlarla halledelim diye!
İlk sene 60-61’de Dr. Küçük’ün, sene sonunda Makarios ‘a gönderdiği mektubu vardır. Bunu yayınladık da! Makarios ‘a der ki:” Bütün haklarımızı vermemek için elinden geleni yapıyorsun. Senin bakanların şunu, şunu, şunu yapıyor! ”Yani işin yürümediğini, yani Rumların yürütemediğini belirleyen mektubu vardır.
O günlerde hatırladığım tabii en önemli olay, Türk Alayının Magosa’ya gelişidir… Bütün ada Magosa’da ki surların üzerine toplanmıştı! Ellerinde bayraklarımızla binlerce Kıbrıs Türk’ü, askerlerin adaya çıkışını seyrediyor…
Adaya döndük halka; işte asker geliyor, merak etmeyin garantörlük var diye teminat verdik. Bu gün ben 86 yaşındayım hala ayaktaysam ve üretiyorsam niye, çünkü bir teminat verdik biz insanlarımıza…
1954’de Saint George isimli tekneyle ilk teröristler grubunu oluşturan, Yunanlı ve Kıbrıslı Rumlar yanlarında getirdikleri silahları ile birlikte Kıbrıs’a çıkıyorlardı.
Kıbrıs konusunda ne kadar çok şey söylendi, anlatıldı ve yazıldı. Ülkemizin dış siyasetinin son 50 yılına damgasını vuran, bölgesel milli menfaatlerimiz uğruna savaştığımız adı Kıbrıs olan o stratejik ada hala gündemimizde, hala uluslararası arenada çözüm bekleyen en önemli konu, hala en hassas bölgeler arasında.
İlk haberi duyulduğunda tarih; 14 Ağustos 1974’ü gösteriyordu! Kıbrıs savaşlarının ikinci harekâtının ilk gününde bir toplu mezar bulunmuş; bu katliam çukuru açıldığında, 126 Türk’ün topluca katledildikleri anlaşılmıştı…
Tam 55 yıl olmuş o ‘Kanlı Noel’ gecesinden sonra geçen zaman! Kan, gözyaşı ve acıyla hatırlanan o gece neler yaşanmadı ki adı Kıbrıs olan o adada!
Amerika Ortadoğu’ya yerleştiği, sınırlarımızın dibine kadar gelip PKK-PYD terör örgütlerini desteklediği, FETÖ terör örgütü elebaşısına kucak açtığı yetmemiş gibi; şimdi de Rumlarla işbirliği yaparak Kıbrıs’a yerleşmenin peşindedir!
Değerli Okur bu yazım; Milenyumlu yılları yaşayan dünyamızda pek çok ülke bilişim çağının tüm teknolojik gelişmelerini yaşarken; günümüz Türkiye’sinden çok değil bundan 60 yıl öncesine baktığımızda, ülkemizin ardında kalan yaşam biçiminin ne olduğunu bilmeyen genç kuşaklara, mazide kalan Türkiye’nin neleri nasıl yaşadığını anlatmak için kaleme alınmıştır.
İstanbul; Asırlar boyunca pek çok medeniyetlere ev sahipliği yapmış, dünya genelinde ülkemizin en çok bilinen, aranan, gezilen şehri, turizm sektörümüzün her mevsimine hizmet eden eşsiz bir hazine…
15 Kasım 2018 tarihinde KKTC’nin 35’nci kuruluş yıl dönümünü kutlayacağız. 44 yıl önce 1974’te Kıbrıs adasında temeli atılan bu son Türk Devletinde yaşayan soydaşlarımız; ne yazık ki yaşadıkları bu devletin diğer ülkelerce tanınmamış olmasının bedelini pahalı bir biçimde ödemeye devam etmektedir.
Cumhuriyetimizin 95’nci kuruluş yıldönümü geçtiğimiz 29 Ekim 2018 günü tüm yurtta olduğu gibi; KKTC ve yurt dışı temsilciliklerimizde de büyük bir coşkuyla kutlandı.