Kıbrıs adasının çevresinde mevcut ‘’Münhasır Ekonomik Bölgelerdeki’’ enerji yataklarında petrol-doğal gaz zenginlikleri bir türlü paylaşılamıyor!
‘’ An gelir, ömrünün hırsızıdır/her ölen pişman ölür/hep yanlış anlaşılmıştır/hayalleri yasaklanmış/ An gelir şimşek yalar/masmavi dehşetiyle siyaset meydanını/ direkler çatırdar yalnızlıktan/sehpada Pir Sultan ölür…’’ (Attila İlhan)
‘’Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm. Ölümsüzlüğü tattık. Bize ne yapsın ölüm’’ (Şehit Astsubay Abdullah Taha Koç)
Aşağıda okuyacağınız gerçekler, Kıbrıs Türkünün adada ki var oluş mücadelesine önderlik yapan, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Sn Dr. Küçük’ün bizzat kendi yazmış olduğu makalelerinden derlenmiş olan ‘ ’ Mücadelemizin Görkemli Günleri ‘’ isimli kitabından alınmıştır…
Ülkemizin oldukça kritik bir süreç yaşadığı bu dönemde; Ulusal güvenliğimizi tehdit eden türlü terör odaklarını ortadan kaldırmaya yönelik operasyonumuz; Suriye sınırımızın ötesinde Mehmetçiklerimiz, ÖSO ve güvenlik güçlerimiz tarafından kararlılıkla uygulanmaya devam ediyor.
Kimimiz vatan için öldük, Gül bahçesine girercesine. Vurulduk kimimiz, Alçakçasına, kalleşçesine…
‘’Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin en büyük payı senindir.’’(Gazi Mustafa Kemal Atatürk)
Kıbrıs, vatan topraklarımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, kuruluş anayasasında da belirtildiği gibi; bağımsız ve egemen bir devlettir.
“Pasif direniş ya da şiddet içermeyen direniş (ahimsa), insanoğlunun sahip olduğu en büyük güçtür. İnsan yaratıcılığının tasarladığı en güçlü silahtan da daha güçlüdür.” (Mahatma K. Gandhi)
Alçak FETÖ hainleri; o salya sümüklü meczuptan aldıkları talimat doğrultusunda, 15 Temmuz 2016 tarihinde milletimizi sırtından bıçaklamıştır.
Yaklaşık yirmi günden beri devletimizin ulusal güvenliğini tehdit eden alçak terör örgütlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik Suriye’de sınır ötesinde Mehmetçiklerimiz kahramanca mücadeleye devam ediyor.
Öncelikle şu sıralarda devletimizin ulusal güvenliği ve bekası için Suriye’de yuvalanmış tüm terör örgütlerine yönelik temizlik harekâtında görev alan.
Yaklaşık bir asırdan bu yana, türlü yöntemlerle hala vatanımızı ele geçirebilmenin çeşitli uygulamalarını yapmanın peşindeler! Bu uygulamalar illa ki savaşarak ülkemizin ele geçirilmesi anlamına gelmemelidir!
Türk Milleti çok uzun tarih macerası içerisinde, yaşamını sürdürebilen iki ya da üç halktan birisidir.
Çeşitli kaynaklar Emperyalizmi şöyle tanımlamaktadır: -Bir ulusun kontrolünü diğer halklar üzerinde genişletmesini sağlayan politika ve uygulamalar, -Bir devletin kendi sınırları ötesindeki halklar üzerinde, rızaları olmaksızın, kontrol kurma politikası ve uygulamalarıdır.
Ay Yıldızlı Al Bayrağımız altında yaşamaktan onur duyan, Büyük Türk Milletin ayrılmaz bir parçası olmanın gururunu taşıyan her yurttaş gibi; ‘vatan, millet, devlet, bayrak’ kavramları benim kutsalımdır, vazgeçilmezimdir.
‘’Bilmez, bilemez ki onlar vatan nedir, vatan sevdası neye denir? Kimileri kafadan bacaklıdır! Kimileriyse dolar-avro beyinli…’’
‘’ Sana dar gelmeyecek Makber-i kimler kazsın ! “ Gömelim gel seni tarihe ” desem , sığmazsın ’’ (Mehmet Akif Ersoy)
‘’Milli davalar uzun soluklu mücadeleler sonucunda, milli menfaatlerimizi koruyarak, dik durarak kazanılır. Hiçbir neden, bağımsızlığın ve özgürlüğün teslimiyeti için geçerli olamaz…’’(K.K.T.C Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş)
Ebediyete intikalinin 6’ncı yıldönümünde; o büyük ‘Özgürlük Savaşçısının’ , Devlet Adamının, Türk Milletinden aldığı güç ve Kıbrıs Türk’üne olan sarsılmaz inancıyla vermiş olduğu mücadele sonucunda, ata yadigârı ‘o gazi topraklarda’ , kan çanağından bir devlet çıkardığı gerçeğinin altını çizerek. Onu; minnet ve hasret duygularıyla anıyorum.