Devletimizin ekonomik sorunlarla uğraştığı bu süreçte; ulusal çıkarlarımızı ilgilendiren konularla ilgili dış ilişkilerimizde önemli ama sıkıntılı bir süreç yaşanıyor!
5 yıl sonra tam bir asırlık koskocaman bir çınar olacak Cumhuriyetimiz. Cumhuriyete giden yolda İlk adımı 19 Mayıs 1919’da Samsun’umuzdan atmıştı Atamız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüz.
Kıbrıs Milli Davamızın en önemli kaybı; 23 Mayıs 2008 tarihinde tarafların liderleri, Talat - Hristofyas ikilisinin aşağıdaki ‘’Ortak Vizyon ‘’ açıklamasıyla yaşanmıştı!
2012 yılında ülkemizde başlayan/başlatılan çözüm süreciyle ilgili yakın tarihimiz çok şeyleri anlatır. Bunlardan en önemlisi de 2012 yılında orta dereceli okullarda, 2013 yılında da ilkokullarda Andımızın okutulmasına Milli Eğitim Bakanlığı İlk Öğretim Kurumları Yönetmenliğinde yapılan bir değişiklik ile son verilmesidir.
‘Ben bu topraklarda doğdum. 44 yıldır burası benim vatanım. Tıpkı 1974’de bu topraklar uğruna şehit düşen, Boğaz Şehitliğinde yatan babamın da olduğu gibi. Bu toprakları asla terk etmeyeceğim.’’
Kıbrıs Rum kesimi yönetiminin Doğu Akdeniz’de Kıbrıs adası açıklarında doğal gaz ve petrol araştırmaları yapması yönünde özellikle Amerikan petrol şirketleriyle yapmış olduğu anlaşmalar bu yılsonu itibariyle devreye girecek.
Bir dava düşünün neredeyse 140 yıldır devam ediyor! Davanın adı Kıbrıs…
Türkiye’de yaşanan döviz kriziyle başlayan ekonomik sıkıntılar, K.K.T.C’de de etkili oldu. Yıllar önce Yunanistan’da yaşanan ekonomik kriz nasıl ki Kıbrıs’ta Rum kesiminde etkili olmuş, GKRY büyük bir krizin içine düşmüş, AB’nin, IMF’nin kapılarını aşındırarak, buradan gelen milyarlarca avro ile bu sıkıntılı dönemi aşmışlardı.
Güneşin her doğuşunda ülkemizde aydınlık yüzlerin birbirlerini selamladığı, yeşilin her tonuyla doğal güzelliklerin içimizi ferahlattığı, doğa dostlarının, dostluğun, kardeşliğin her yanımızı sardığı bir günü tarif etsem,
Ay Yıldızlı Al Bayrağımız altında yaşamaktan onur duyan, Büyük Türk Milletin ayrılmaz bir parçası olmanın gururunu taşıyan her yurttaş gibi; ‘vatan, millet, devlet, bayrak’ kavramları benim kutsalımdır, vazgeçilmezimdir.
Nedense her Eylül ayı geldiğinde Kıbrıs konusu yeniden gündeme gelir, önem kazanır. Bu yılda böyle olacağı şimdiden belli oldu.
Bilindiği üzere Kıbrıs adasına 1878’de ayak basan İngiltere, o tarihten bu yana Kıbrıs’ta hep aktif rol oynadı.
Öncelikle Malazgirt zaferimizin 947’nci, 30 Ağustos zaferimizin 96’ncı yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutluyor. Vatan topraklarımız uğruna hayatlarını seve, seve feda eyleyen tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, tarih sayfalarına böylesine büyük zaferleri yazan atalarımızı minnetle yâd ediyorum.
1997’den, 2006 yılına kadar BM genel sekreterliği görevini yapan Ganalı siyasetçi, Kofi Annan 17 Ağustos 2018 tarihinde 80 yaşında öldü.
Ay Yıldızlı Al Bayrağımız altında yaşamaktan onur duyan, Büyük Türk Milletin ayrılmaz bir parçası olmanın gururunu taşıyan her yurttaş için ‘vatan, millet, devlet, bayrak’ kavramları kutsalımız, vazgeçilmezimizdir.
Aslında ülkemizin ABD ile yaşadığı TL-Dolar savaşı geçtiğimiz günlerde Bay Trump’ın ‘’çeliğe gümrük vergisini iki katına çıkardım’’ açıklamasıyla başlamadı ki!
Günün ilk ışıkları Akdeniz’i henüz aydınlatmış, yaz sıcağının ıslak nemli havası bölgeye iyice sinmiş, nefes almayı dahi zorlaştırıyordu.
İlk kez o toplu mezarı gördüğümde tarih Eylül 1974’ü gösteriyordu. 1974’te Kıbrıs’ta katıldığım savaşlar sona ermiş, ada da hayattan geriye ne kaldıysa; savaş sonrasının yaraları onlarla sarılmaya başlanmıştı…
Güney Rum Kesimi; Doğu Akdeniz’de uluslararası sulardaki enerji yataklarını tek taraflı kullanmaya yönelik hak hukuk tanımayan yeni hamleler yapmaktan, hatta sonucu sıcak savaşa gidebilecek oyunlar kurgulamaktan bir türlü vazgeçmiyor!
Uzun zamandan beri 24 Haziran seçimlerine kilitlenen Türkiye, seçim sonuçlarıyla Cumhurbaşkanlığı sisteminin halkımız tarafından da onaylanması sonrasında kurulacak yeni kabinede kimlerin görev alacağını, yeni sistemin uyum yasalarının neler olacağını beklerken;