- Çoban evlerine kadar araba yolu var. - Elektriğe ulaşabiliyorlar. - Tüplü ocak ve fırınları var.
En basit şekliyle, "emeksiz yemek yok" söylemini hepimiz çok iyi biliriz. Çalışmanın ne kadar değerli ve gerekli olduğunu Ulu önderimiz ATATÜRK, "Tek bir şeye ihtiyacımız var: Çalışmak, çalışmak, çalışmak" diyerek, emek ve gayretin önemini beynimize çakmıştır.
Her iyi, güzel ve yüksek kaliteli eylem için, nasıl yüksek kaliteli bir emeğe ihtiyaç varsa, mutlu olmak için de, yüksek kaliteli eylem ve ter akıtmaya ihtiyaç vardır. Mutluluk kendiliğinden gelmez. Her iyi, güzel ve yüksek kaliteli eylem için, nasıl yüksek kaliteli bir emeğe ihtiyaç varsa, mutlu olmak için de, yüksek kaliteli eylem ve ter akıtmaya ihtiyaç vardır. Mutluluk kendiliğinden gelmez.
"Savaşmak, üzerinize farz kılındı. Gerçi o size hoş gelmez. Fakat, olur ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız. Ama hakkınızda o bir hayırdır. Ve olur ki, bir şeyi seversiniz, fakat hakkınızda o bir şerdir.
"CAMDAN EVİN VARSA, KOMŞUNUN CAMINA TAŞ ATMA" diye bir Rus Atasözü var. Bu günlerde sosyal medyada da, sıkça kullananlar var. Buradan anlaşılan, sen birinin (komşu veya başkası) camına taş atarsan, senin camın da taşlanacak, yani karşıdaki kişi mutlaka bir şekilde intikamını alacak.
Rüstem bey, uluslararası bir şirketin genel merkezinde finansman müdürüdür. Makam odasında çalışırken, masa telefonu çalar. Arayan muhasebe ve finansmandan sorumlu genel müdür yardımcısı Ziya beydir.
Bazı kimseler diyorlar ki, "Dünya hayatı bir ağacın gölgesinde dinlenme kadardır". Bazıları da: "Yolculuk esnasında bir handa konaklama süresi kadardır". Elbette bu sözleri söyleyenlerin bir ard niyetleri yoktur. İyi niyetle dünya hayatının geçici olduğunu, asıl önemli olan hayatın ahiret hayatı olduğunu vurgulamak maksadıyla söylediklerini varsayarız.
Sosyoloji kürsüsü başkanı Profesör, yüksek lisans öğrencilerine, "yalnızlık" konusunu uygulamalı işlemek üzere, bir dönem ödevi verdi. İki öğrenci bir ödev hazırlayıp, yazılı ve görsel olarak dönem sonunda sınıfa sunulacaktı.
Hayat ne güzel bir nimet aşk olsun anlayana Sevgi ile bakarsan ne güzeldir yaşamak Arifler sohbetine katılıp da dinleyene Saygı ile akarsan ne güzeldir yaşamak
Bir zamanlar oldukça kırıcı karaktere sahip bir çocuk vardı. Bir gün babası çocuğa bir çuval dolusu çivi vererek, her sinirlendiğinde ya da birisiyle münakaşa etmek durumuna geldiğinde bahçe çitine bir çivi çakmasını söyledi.
Herhangi bir pusula veya askerlik bitirme belgesiyle karıştırmayalım sakın. Onların adı: TEZKERE El arabasının icat edilmediği veya bizlere ulaşmadığı yıllarda (1968-70) özellikle inşaatlarda taş, kum, çimento, çamurdan briket taşımak için kullanılan, ağaçtan yapılmış, dört kollu, iki kişi tarafından taşınan bir aparattır.
Bir gün Antalya şehir trafiğinde aracımla gidiyordum. Bir müddet sonra kırmızı ışıkta durduk. Sağıma duran araç sürücüsü ile göz göze gelince, camını açmaya başladı. Bir şey soracak zannettim ve ben de sağ camımı açtım.
Yaptığım bir paylaşımın altındaki yorumlarda; "AĞBEY ÇOKTA KÖTÜ DEĞİL MHP' NİN AKP'Yİ DESTEKLEMESİ, POLİS UZMAN CAVUŞ ASKERLER BAK ŞEHİT OLAN GENÇLER HEP BOZKURT YAPANLAR ÜLKÜCÜLERDEN SEÇİLİYOR İYİ ŞEYLER DE OLUYOR " diye yorum yapması üzerine...
Padişah Emridir. Tüm diyardaki 50 yaş üstündekiler toplanacak ve infaz edilecektir. Gençlerden biri, babasını samanlıkların altına özel yaptırdıkları sığınağa saklar. Diyardaki tüm 50 Yaş üstündekiler toplatılır ve infaz edilir.
Ne çeşit olursa olsun, sebepsiz hiç bir hastalık yoktur: - Genetik yapımız , - Beslenme şeklimiz , - Egzersiz alışkanlığımız , - Şu içme alışkanlığız ,
Bilinç altımız olumsuzu olumluya çeviremez. Bulanıklığı sevmez. Netlik ister. Hafızasına henüz kaydolmayan (alışkanlıklar) durumlarda efendisi bilince tam itaat eder. Ama hafızasına kaydolan eylemlerde, bilinci pas geçerek kendi bildiğini okur.
Delikanlı 16 yaşında iken babası ile tartışmış ve evi terk etmişti. Buna çok öfkelenen baba, evde onun adı bile anılmayacak diye yasak koymuştu. Anne her gece evi terk eden oğlunun yatağına oturup yastığını koklayarak uyuyordu.
Sabah yürüyüşümü yaparken, uzaktan iki kişinin konuşmalarına şahit oldum. - Böyle de hayatın hiç tadı tuzu yok ki. - Her yer kapalı. Çay içecek yer bile yok.
55 yaşlarındaki amca şehrin kalabalık bir caddesinde yürüyordu. Çaprazından 35 yaşlarında bir bayan geliyordu. Normalde yol bayanındı. Biraz hızlansa amcadan önce geçebilecekti.
Hayat bir leb-i derya kargaşayla doludur Kimseye zararım yok yaşıyorum sessizce Yaşamdan zevk almayan sanki birer ölüdür Tüm engelleri bir bir aşıyorum sessizce