Türkiye’nin din-siyaset ilişkisi, din-hukuk ilişkisi, demokrasi, laiklik ve benzeri konularda karşı karşıya kaldığı, odağında dinin yer aldığı gerilimden çıkabilmesi için, öncelikle doğru bilginin devreye sokulması gerekmektedir.
Söze “engeller aşılmak, sorunlar çözülmek için vardır” diyerek başlamak gerekiyor. Çünkü Türkiye’de sorunların üstesinden gelinemeyeceği gibi bir kanaat yavaş yavaş kolektif bilinçaltına yerleşiyor.
Kadına ve çocuğa yönelik her türlü olumsuz davranış, insan olma onurunu zedeleyen, insanlığın geleceğini karartan onursuz bir davranıştır. Yazılı ve görsel basında önümüze çıkan şiddete uğramış bir kadın görüntüsü, insan olmayı anlamlı kılan bir direğin daha çökmesi anlamına gelmektedir.
Müslümanlar, 14 asrı aşan tarihlerinde ilk defa, küresel boyut taşıyan bir mezhep çatışması riski ile karşı karşıyadırlar. İslam dünyasında özellikle son iki asırdır yaşananlar, Müslümanları ciddi bir kimlik krizinin içine itmiştir.